Beograd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Beograd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mayıs 2016 Pazartesi

BELGRAD

Osmanlıdan izler taşıyan bu şehri ziyaret etmeniz için birçok neden sayabilirim: Vizesiz seyahat, ucuz tatil, lezzetli yemek, vs. vs. uzar gider liste.

Türk milleti olarak, vizesiz seyahat edebildiğimiz memleket sayısı bir hayli az olunca pasaportumuzu kaptığımız gibi soluğu Belgrad’ da alıyoruz.

Ne zaman gitmeli derseniz, bizzat tecrübe ettiğim üzere kesinlikle yazın gitmemeli. Bir balkan ülkesinin ne kadar sıcak olabileceğini hayal edemediğimden, 24 saat içinde en düşük sıcaklığın 30-32 derecelerde seyrettiğini görünce hayattan soğudum diyebilirim. Bize mi böylesi denk geldi bilemiyorum ama temmuzda yaptığımız Belgrad seyahatimiz sıcak sebebiyle az biraz işkenceli ama keyifli geçti.

İstanbul- Belgrad arası yaklaşık 1 saat 20 dakika sürüyor. Havalimanından merkeze ulaşmak için üç ayrı alternatif mevcut. 72 numaralı belediye otobüsleri, A1 Shuttle ve taksi. Ancak taksiciler hakkında hiç iyi şeyler duymadığımı belirtmek isterim.  Dolaştırma potansiyelleri yüksekmiş, o sebeple gelin toplu taşıma kullanalım derim. 72 numaralı otobüslerin son durağı Zelani Venac, A1 Shuttle ise Trg Slavia’ ya kadar gidiyor. Biz Knez Mihailova’ nın üzerinde konakladığımızdan Zelani Venac’ ta inmek üzere, 72 numaralı otobüsleri tercih ettik. Havaalanından çıktığınızda otobüs duraklarını göreceksiniz. Bu arada, Türkiye’ de Sırp dinarı edinemeyeceğinizden, havaalanından çıkmadan az da olsa döviz bozdurmanızda fayda var. Zira otobüs bileti için ihtiyacınız olacak. Otobüs biletini şoförden alabilirsiniz.

Bu otobüsün son durağı olan Zelani Venac, pek çok şehir içi otobüsün indirme- bindirme yeri. Merkez dışına gitmek istediğinizde buradaki otobüsleri kullanabilirsiniz. Otobüsten indiğinizde alt geçit göreceksiniz. Alt geçitten geçip yolun karşı tarafına geçtiğinizde sol tarafta dar bir ara sokak fark edeceksiniz. Bu sokağı takip ederek, Belgrad’ ın en ünlü caddesi olan Knez Mihailova’ ya çıkabilirsiniz.

Nerede konaklayalım derseniz, Knez Mihailova ve çevresi konaklama için uygun olacaktır. Gezilecek görülecek noktaların hemen hemen hepsi bu caddeye yürüme mesafesinde. Biz Knez Mihailova üzerindeki Belgrad Art Hotel’ de konakladık. Oteli gerek konumu gerek konforu itibariye gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Ancak, rezervasyon yaptırırken kahvaltı almayın, zira adım başı Pekara denilen fırınlar mevcut. Kahvaltınızı pekaralarda, ucuz ve lezzetli hamur işleri ile yapabilirsiniz.

Gezimize Belgrad’ ın en ünlü caddesi Knez Mihailova ile başlıyoruz. Knez Mihailova, Belgrad’ ın en ünlü caddesi olarak tanımlanıyor. Size İstiklal Caddesi’ ni anımsatacaktır. Bu cadde üzerinde mağaza, kafe, restoranların yanı sıra bol bol sokak sanatçılarına da rastlayacaksınız. Yemek alternatifi ararsanız, Vapiano’ yu tercih edebilirsiniz. İstanbul’ dakine kıyasla çok daha ucuzJ Bir diğer alternatif olarak, Happy Moons tadındaki Cafe Boutique’ i deneyebilirsiniz. Cafe Boutique’ in şubelerinden biri de TRG Republika’ da karşınıza çıkacak.

Knez Mihailova’ yı bitirdiğinizde, yolun karşısında devasa bir park göreceksiniz. Kalemegdan adındaki bu yeşil alanı tam anlamıyla gezelim derseniz, tam gününüzü ayırmanız gerekecektir. Kalemegdan içindeki Roma Kuyusu, Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi, Aziz Petka Şapeli, Zindan Kapısı, Roma Duvarı, İstanbul Kapısı, Damat Ali Paşa Türbesi park içindeki belli başlı yapılar arasında yer alıyor. Osmanlı esintilerini bol bol görebileceğiniz bu parkta, bir de Hayvanat Bahçesi de mevcut. Vaktiniz kalırsa, gezmenizi tavsiye ederim.




Sıcaktan dolayı Kalemegdan’ ı  hızlandırılmış tur ile gezdikten sonra, Knez Mihailova’ nın diğer ucundaki Trg Republike’ ye doğru yöneliyoruz. Trg Republike meydanında Sırbistan’ ın en eski müzesi olan Ulusal Müze ve Ulusal Tiyatro binası mevcut. Trg Republike’ ye de göz attıktan sonra Skadarlija (Skadarska)’ ya doğru yol alıyoruz.

Belgrad’ ın bohem bölgesi olarak bilinen Skadarlija, zamanla bu özelliğini kaybederek turistlerin uğrak noktası haline gelmiş. Tatiliniz boyunca, burada bir akşam yemeği mutlaka denk getirilmeli. Akşam yemeği için Dva Jelena’ yı tavsiye ederim. 

Ne yemeli derseniz; cevapcici (ızgara köfte), preskavitsa (hamburger köftesi gibi büyükçe bir tür köfte), shopska salat (peynir rendeli çoban salata), karadordeva (schnitzele benzer kaymaklı dana eti) yöresel tatlarından birkaçı. Ayrıca jelen adlı biraları da oldukça güzel.





Bu bölgeye yakın sayılabilecek bir noktada Little Bay adlı bir restoran mevcut. Opera salonu havasındaki bu restoranın hem atmosferi sanat kokuyor, hem de yemekleri leziz. Burayı da denemenizi tavsiye ederim.


Skadarlija, Belgrad’ ın en sevdiğim bölgesi oldu. Restoranların arasında dolaşan sokak çalgıcılarıyla egzotik bir havası var.



Yemekten sonra, Blaznavac adlı bara yöneliyoruz. (Kneginje Ljubice18) Mekan çok sevimli döşenmiş, kokteylleri de bir hayli lezzetliydi. Bir gecenizi bu mekana ayırmanızı şiddetle öneririm.

Ertesi gün yoğun bir tempo ile güne başlıyoruz. Aziz Sava Katedrali’ ne doğru yola çıkarken, bu güzergahtaki görülmesi gereken yerleri görmeyi planlıyoruz. Knez Mihailova’ yı bitirerek, yola devam ettiğimizde kendimizi Terazije Caddesi’ nde buluyoruz. Tüm heybeti ile Hotel Moskva bu meydanda yer alıyor.



Terazije Caddesi’ ni takip ettiğimizde yol bizi Tasmajdan’ a çıkarıyor. Belgrad’ daki en büyük parklardan biri bu meydanda yer alıyor. Bu meydan ismini, Osmanlı döneminde burada kurulan taş ocağından almaktaymış. Bu meydan da Eski Saray ve Yeni Saray’ ı göreceksiniz.  

Eski Saray, Sırp Krallığı için inşa edilmiş olup, şu anda şehir meclisine ev sahipliği yapmaktaymış. Yeni Saray (Novi Dvor) ise, Sırbistan Cumhurbaşkanının ofisi olarak hizmet vermekteymiş.

Parkın karşı tarafında ise, Parlamento Binasını göreceksiniz. Bu görkemli yapıyı zaten fark etmemeniz mümkün değil.


Bu yapıyı bitirdikten sonra, caddenin karşısında PTT binasını görebilirsiniz. Bu caddeden sola döndüğünüzde karşınıza St. Mark’ s Kilisesi çıkacak.

Tasmajdan çevresini de böylece bitirdikten sonra, Aziz Sava Katedrali’ ne doğru yöneliyoruz. Slavia Meydanı (Trg Slavije)’ nı da geçerek ulaştığımız Belgrad’ ın en ünlü yapısı olan Aziz Sava Katedrali (St. Sava Church) tam bir cami görünümünde.  

Bu bölgenin yakınında iken, elektroniğe dair bir çok icadı bulunan, Edison’ un en büyük rakibi Nikola Tesla Müzesini ziyaret edebilirsiniz. Yemek tavsiyesine gelirsek, buralara kadar gelmişken uğramanızı şiddetle önerebileceğim Lovac adında bir restoran mevcut. Mısır ekmeklerinin (proja), tadı hala damağımda. (Alekse Nenadovica 19)

Akşam için ise, nehir kıyısında yer alan Savamala bölgesine inebiliriz. Burda birçok kafe/restoran/bar bulabilirsiniz. Cantina de Frida, Comunale gibi bolca tavsiye edilen mekanların tıklım tıklım olduğunu gördük. Bu sebeple bu mekanlara gitmek isteyenlere rezervasyon yapmanızı tavsiye ederim. Biz ise, içkilerimizi içip, güzel bir caz dinlemek üzere Iguana’ ya oturduk. Müzik bayağı başarılıydı. Tavsiye ederim.

Belgrad’ daki üçüncü günümüzü ise Zemun tarafını gezmeye ayırdık. İneceğiniz durağı mutlaka iyice öğrenin. Zira bu bölgeye sefer yapan otobüs şoförleri İngilizce bilmiyor. Zemun Tuna nehri kıyısında bir semt ve sıra sıra balıkçılar mevcut. Deneme imkanım olmasa da, Saran ve Reka tavsiye edilen balıkçılar arasında. Bu bölgede de plajlar mevcut. Eğer görmek isterseniz, mayolarınızı da yanınıza almanızı tavsiye ederim.

Araştırırken gördüğüm, ama sıcak dolayısıyla gitmeye cesaret edemediğimiz Ada Ciganlija’ da keyifli zaman geçirilebilecek bir yer gibi gözüküyor. Plaj keyfi yapmak, bisiklete binmek isterseniz burayı da aklınızda bulundurun.

Belgrad seyahatimiz böylece sona eriyor. Bahar aylarında tekrar seyahat edip, sıcaktan bunalmaksızın şehrin keyfini çıkarmak isterim. Sıcakkanlı insanlar, lezzetli yemekler, bütçeyi yormayan fiyatlar. Daha ne olsunJ